Dermapen
Dermapen nedir?
Dermapen, mikroiğneleme veya kolajen indüksiyon terapisi; mikro düzeyde iğne yüzeylerine sahip, kalem şeklindeki bir cihaz yardımıyla cildin yüzeyel tabakasının uyarılması suretiyle, ciltteki kozmetik problemlerin giderilmesini amaçlayan bir yöntemdir. Yöntem ile cildin temel yapısını oluşturan kolajen ve elastin gibi proteinlerin üretimi tetiklenir ve mevcut cilt organizasyonu yeniden düzenlenir. Böylece daha sağlıklı, kozmetik olarak daha yüz güldürücü ve gençleşmiş bir cilt dokusu elde edilir.
Dermapen yöntemi tüm dünyada yaygınlıkla ve başarıyla uygulanır. Araştırmalar özellikle Amerika Birleşik Devletleri merkezli bilimsel çalışmalar, dermapenin en etkili kozmetik yöntemleri arasında göstermektedir. Yine yöntem sadece cildin yüzeyel tabakasını etkilemesi, kolay uygulanabilmesi, cilt sağlığını geliştirmedeki başarısı ve yan etkisinin az olması gibi farklı avantajları nedeniyle sıklıkla tercih edilir.
Dermapen cihazı nasıl çalışır?
Dermapen cihazı kalem veya çubuk şeklinde bir ekipmandır. Cilde temas ettiği yüzeyde çok sayıda mikro boyutta, kısa uzunlukta iğne yer alır. Mikroiğneler uygulama esnasında yalnızca cildin yüzeyel tabakasına ulaştığından, genellikle herhangi bir yaralanma, kanama veya cilt hasarına yol açmaz.
Sağlıklı bir cilt dokusu, cildin tabakaları epidermis ve dermisi oluşturan hücrelerin yanında, bu hücrelerce üretilen kolajen, elastin, fibronektin gibi farklı lif yapıdaki proteinler ile organize bir bütünlük gösterir. Kolajen ve elastin cildin dayanıklılığını, esnekliğini ve gerginliğini sağlayan temel yapılardır. Cildin güneş ışınları, hava kirliliği, kimyasallar gibi çevresel etkenlerle; enfeksiyonlar, kronik hastalıklar veya ilaçlar gibi sağlık sorunlarından kaynaklı etkenlere maruz kalması sonucu; dokudaki kolajen ve elastin yoğunluğu azalarak yapıları bozulur. Bunun sonucunda cilt yüzeyinde çatlaklar, kırışıklıklar, kuruluk, akne gelişimi gibi çok sayıda kozmetik problem meydana gelir.
Dermapen iğnesi ile cildin yüzeyel tabakasında mikro düzeyde delikler açılarak, cildin doğal iyileşme sürecinin başlatılması sağlanır. Cilt dokusunda açılan delikleri kapatmak üzere, hücresel yapılarını çoğaltmaya ve kolajen, elastin gibi proteinlerini üretmeye çalışır. Bunun sonucunda çeşitli nedenlerle yoğunluğu azalan yapısal proteinlerin sayısı artarken, cilt yeniden sağlıklı doku organizasyonunu elde etmeye başlar. Seanslar halinde uygulanan dermapen uygulaması sonrasında cildin sağlıklı yapısı geri kazandırılıp güçlendirilerek, kırışıklıkların giderilmesi, çatlak ve kuruluk problemlerinin ortadan kaldırılması ve akne gelişiminin önlenmesi mümkündür.
Yöntem sıklıkla yüz bölgesine uygulanmakla birlikte, kişinin sağlık durumunun elverişli olduğu durumlarda kalça bölgesi, el sırtı, kol bölgesi veya karın cildine de tatbik edilebilir. Uygulama öncesi ilgili bölge antiseptik solüsyonlar ve nemlendiriciler ile temizlenerek hazır hale getirilir. Yüz bölgesine uygulanacaksa makyaj gibi kimyasallar tamamen giderilir. Yine yöntem başarısını artırmak için cilt yüzeyine hyaluronik asit solüsyonları, mezoterapi veya PRP uygulamaları yapılabilir. Uygulama esnasında rahatsızlık hissi veya ağrı gelişimini önlemek adına uygun görülen vakalarda anestezik özellikli kremler tatbik edilebilir.
Uygulama yaklaşık 20 ila 40 dakika süreyle cilde titreşimli mikroiğneleme yapılmasıyla sağlanır. Cilt yüzeyi uygulama alanında homojen kalınlıkta dağılım göstermediğinden, cildin ince seyrettiği kimi bölgelerde çok hafif kanamalar gelişse de; yöntem cilt dokusuna herhangi bir hasar vermez. İşlem sonrası cilt tekrar uygun solüsyonlarla temizlenir ve bitirilir. İşlem sonrası cildin iyileşmesi birkaç günü bulabilir. Bu süre zarfında ciltte kızarıklık, yanma hissi veya hassasiyet hissedilmesi normaldir. Dermapen yöntemi kişinin cilt özelliklerine bağlı olarak yaklaşık 4 haftalık süre içinde en az 4 seans şeklinde uygulanabilir.
Dermapen hangi cilt sorunlarına etkilidir?
Çeşitli sağlık sorunları veya çevresel etkenler nedeniyle ciltte ortaya çıkabilen aşağıdaki problemlerin giderilmesinde dermapen yönteminin etkili olduğu kanıtlanmıştır:
İleri yaşa bağlı ciltte gelişen kırışıklıklar
Cilt yüzeyindeki çatlaklar
Yara izleri
Akne ve akneye bağlı gelişen yara izleri, gözenekler
Saç kaybı veya alopesi
Cilt yüzeyindeki kuruluklar
Güneşe maruz kalan cilt bölgelerinde gelişen yanıklar ya da güneş lekeleri
Cilt yüzeyindeki renk değişimleri veya lekelenmeler
Tüm bu cilt problemlerinin yaygınlıkla izlendiği göz çevresi, kaz ayağı adı verilen göz kenarları, alın bölgesi, kaş çevresi, göz altı torbaları, dudak çevresi, boyun ve çene bölgelerinde dermapen rahatlıkla uygulanabilir. Aynı şekilde benzer kozmetik sorunların karın cildi, kalça cildi, el sırtı veya kol bölgesinde olması halinde bu bölgelerde de işlem yapılabilir.
Dermapen öncesi nelere dikkat edilmelidir?
Dermapen yöntemi cildin yüzeyel tabakasına mikro düzeyde girişim yaptığından, dermapen öncesi ve sonrası dönemlerde belirli konulara dikkat edilmesi gerekir. Her bireyin genetik alt yapısı ve günlük yaşam alışkanlıklarıyla maruz kaldığı çevresel etmenler farklılık arz ettiğinden, cilt yapısı da birbirinden farklıdır. Dolayısıyla tüm vakalarda dermapen uygulaması sonrası aynı seviyede fayda elde edilemeyebilir. Aşağıdaki konularda dermapen uygulaması öncesi kişilerin hekimiyle görüş alışverişinde bulunması yararlıdır:
Dermapen uygulaması tek seferde cildin iyileşme sürecini harekete geçirse de; ciltteki kozmetik sorunların boyutuna bağlı olarak, bu sürecin daha uzun süre aktif kalmasının sağlanması gerekebilir. Bu bakımdan, tekrarlayan dermapen uygulamaları ile daha yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkündür.
Diyabet, lupus gibi cilt dokusunu ve yara iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilen kronik hastalıklara sahip kişilerde, dermapen uygulaması sakıncalı olabilir. Bu nedenle, işlem öncesinde kişilerin hekim görüşü alarak, hekim onayı sonrasında uygulamaya başvurması gerekir.
Bazı hastalar işlem öncesinde, sırasında veya sonrasında cildin maruz kaldığı solüsyon içeriklerine veya aletlere alerjik özellik gösterebilir. Bu ise, işlem esnasında veya sonrasında ciddi alerjik rahatsızlıkların gelişmesini tetikleyebilir. Böyle bir durumu önlemek adına, kişilerin hekimlerini bilgilendirmesi ve alerjen etkenlerle temasının engellenmesi önemlidir.
Nadiren bazı hastalarda yara iyileşmesi süreci sorunlu olabilir ve yara iyileşmesi ciddi kozmetik sorunlara yol açan anormal doku yapılanmalarıyla sonuçlanabilir (Keloid gelişimi gibi). Bu tip rahatsızlıklara sahip kişilerde, dermapen uygulaması daha ciddi kozmetik problemlerin gelişmesini tetikleyebileceğinden, hekim görüşünün alınması gerekir.
Uygulamada mikroiğneler kullanıldığından ciltte yaralanma, hasar gelişimi ve ciddi kanama problemleri sıklıkla görülmez. Bununla birlikte, nadiren cilt yapısına bağlı olarak cilt yüzeyinde çeşitli düzeylerde kanama, morarma, kızarıklık veya hassasiyet gibi sorunlar meydana gelebilir. Yine hijyen şartlarına dikkat edilmeden yapılan dermapen uygulaması sonrası, nadiren cilt enfeksiyonları gelişebilir.
Dermapenin avantajları nelerdir?
Mevcut klinik yaklaşımda, cilt kozmetiğinin geliştirilmesine yönelik yapılan çeşitli yöntemler arasında, dermapen kırışıklık, çatlak, akne gibi problemleri giderme açısından bazı avantajlara sahiptir. Bu avantajlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Cildin yüzeyel tabakasını hedeflediğinden herhangi bir yara izi veya lekeye neden olmaz.
Lazer uygulaması gibi ciltte yanık veya renk değişikliğine yol açacak bir yöntem içermez. Benzer şekilde işlem sonrası cildin soyulması, dökülmesi veya ısınması gibi komplikasyonlara rastlanmaz.
Koyu tenli kişilerde dermapen işlemi, lazer bazlı uygulamalara göre daha yüz güldürücüdür.
Ekipmanlar kalem gibi uygulaması kolay ve konforlu aletlerden oluştuğundan, zor ulaşılabilen vücut bölgelerine dahi rahatlıkla uygulanabilir.
Diğer kozmetik yöntemlerine göre daha az maliyetli ve daha etkili bir yöntemdir.
Eğer sizin de kozmetik yönden cilt problemleriniz varsa, dermapen gibi yöntemler hakkında bilgi almak için size en yakın sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz.